Gözünüzde canlandırın, 40 derece sıcağın altında, İtalya'yı tüm gün yürüyerek tavaf ediyoruz, tam Roma da Aşk çeşmesi muhitindeyiz; bayılmama ramak var,
sevgili ise sürekli "şu mağazaya da girelim, İtalya'ya geldin hatıra lazım, tamam çantayı boşver de bi ayakkabı bari alsaydın" şeklinde etrafımda gezip durmakta
Adam adammmm, yoruldum, nefes alamıyorum ne ayakkabısı, istemiyorum hiçbir şey, yok arkadaş anlamıyor
-"Şu mağazaya da bakalım son kez, bak bunda klima var serinlersin hem"
"Seni o mağazaya kilitleyip ilk uçakla Türkiye'ye dönmek istiyorummm şu an sadece"
Arkadaş almayalım diyen kadar, ille alalım diyeni de kötüymüş diye dert yanıyorum anneme dönünce, off kahroldum.
Annem de her zamanki gibi bana söylenmekte; "baban olsa mağaza gördü mü yolunu değiştirirdi, yine ben suçluyum yani öyle mi"
Derdimi sonradan anladık, meğerse her yerde keçi gibi hoplaya zıplaya gezen ben hamileymişim, o yorgunluk da asabiyet de bu yüzdenmiş.
Zaten doktora gitmeden nasıl anlamadık hayret ettik sonradan, tüm ipuçları tamammış aslında.
-Alyansım parmağıma girmeyince, ödem herhalde dedik.
-Hastalanmayınca; İtalya'da yorulduk, ardından Datça'da denize girince üşüttüm
-Makarna ve pizza memleketinde, bir restoranın önünden geçerken garsonun elindeki tepside normalde hiç de sevmediğim Kuru fasülye gördüm desem :) Hayal gücü bu olsa gerek, ya da aşermek :)
Daha önceki aylarda da regli olmamıştım ve doktor bey amca bana düzenleyici haplar vermişti. Tatilden dönünce ilk iş onları kullanırım dedim ama birini 5.günü içiyordum birini bişey bişey işte. Hafızamın zayıflığı ilk defa işe yaradı da içip minimini bebişimi düşürmedim.
Sevgilimle doktora gittik, o aşağıda arabada beklerken ben de doktor sedyesinde mutlu haberi almaktayım
Mutlu dedim ama güyya hazır olan, İtalya dönüşü yaparız artık diyen ben, "Hamilesin" kelimesinden sonra dondum, kızardım, yutkunup kaldım.
Nasıl yani ben mi hamileyim, şaka mı yapıyorsun, neeee 18 kilo mu alırım, neremeee, ee şimdi ne yapacağım, Metin'e söylesem mi acaba, geçenlerde migren için ağrı kesici almıştım ya zararı olmuşsa, kalp atışını mı duysam babaya söylemek için, ayy bizim bugün evlilik yıldönümümüzzz harika bir hediyeee
İşte bu ve benzeri yüzlerce soru kafamda iken sessizce doktoru dinliyorum, o sanırım çığlık falan atmamı beklemişti, surat ifadesinden hayalkırıklığı anlaşılıyor :)
Niye bozuluyorsun hemşehrim, şoka girdik herhalde, ilk giren ben miyim
Ne yiyebilirim, folik aside başlamalıyım..vs tüm bilgileri hafızaya kaydettikten sonra, siyah ufak bir midye resmi olan kağıdı alıp çantama atıyorum. Evet pek bir şeye benzemiyor kesinlikle.
Sevgilimden saklayacağım son kararım bu, en azından kalp atışını duyayım, boşa ümitlenmesin.
Arabaya biniyorum, suratım kıpkırmızı, hani kocam yukarıda doktor beni öptü sanacak o derece.
Hastalanmadığım için üzüldüm diye kısacık bir "ne olmuş" diyor, ben de "işte geçen seferki gibi" deyiveriyorum. Saklamak da kolay oluyor bu durumda .
Ardından Çakmaklı'da evlilik yıldönümümüzü kutlamak için balık yemeğe gidiyoruz, muazzam bir manzara, bayılıyorum buraya.
Kafam bu kadar karışıkken sohbet etmek de ne zormuş arkadaş, havadan sudan, tatilden bahsediyoruz.
Dayanamayıp "sana hediye aldım, evde vereceğim" diyorum.
Bizimki bozuluyor; hani bu sene hediye almayacağız diye anlaşmıştık, İtalya'yı ona sayacaktık, neden beni ezdin şimdi, pahalıysa istemem, 150 TL nin üstündeyse almam"
Oooo kafam şişti...
"Tamam diyorum, daha pahalı ama beğenmezsen geri verirsin" :) (İç ses; sıkar o biraz )
Eve gelince, bizim midyenin kapkara resmini hediye kutusuna koyuyorum, ellerine bırakıyorum.
Kapağını açınca elindeki A4 e pek bir anlam veremiyor, çok da acemiyiz, elinde evirip çeviriyor, nedir bu, anlamadım ..vs derken bir anda jeton düşüyor, o benim gibi tutulup kalmak yerine, ayağa kalkıp beni öpüyor, kahkaha atıyor, halay çekmeye başlıyor
Tek başına halay nasıl olur derseniz yeniden gülmeye başlayabilirim :) Susturabilene aşkolsun. Odanın ortasında 1,93 boyunca bir erkek kendi kendine şarkı söyleyip, halay çekiyor siz düşünün manzarayı :)
Sonra herkese haber verelim faslı başlıyor ki ben burada gayet kararlıyım, önce kalp atışı duyulacak, sonra herkese dert anlatmak istemem. Zoraki kabul ediyor, "nasıl dayanacağım ben şimdi" diye diye
Zaten kalp atışını duyana kadar herkesle iletişimi en asgari seviyeye indirmiş söylediğine göre, "biri sorarsa yalan atamam sen kızarsın diye" diyor :) Şirin şey seni
Hamileliğim 5. haftasında olduğundan, kalp atışını duymaya az süre var Allahtan.
O muhteşem gün geldiğinde pek bir heyecanlıyız, ya atmazsa, ya duymazsak, ya boşsa, çok üzülürüz biz amaaaa.
Sekreter "bugün daha heyecanlısınız, o gün sevinmemiş gibiydiniz" diyor, şok o şok kızım!
Sevgilim, doktorun odasında, önünde kocaman monitör, biz de muayene odasındayız, tren gibi bir ses işteee duydummmm, çuf çuf çufff oley oley oley atıyor işte, hem de ne hızlı
Heyecanla dışarı çıkıp sevgilime bakıyorum, O ise tepkisizce bana bakıyor, meğerse doktor monitörün sesini açmayı unutmuş :( o bir dahaki sefere duyacak artık, kısmet
Eve geliyoruz annem bizde, sevgilim "ee artık anane oluyorsun daha sık gelirsin bize" deyince anlamıyor, biraz dürtmeyle birlikte aaaaaaa, oooooo, yaaaaaa gibi birbirinden bağımsız sesler çıkarmaya başlıyor bir anda :)
Herkesi sırasıyla arıyor sevgilim ama görseniz üniversiteye hazırlık matematik soruları gibi, atomu parçala desen daha iyiydi. Mesela örnek olarak büyük teyzesine söyleme şekli;
- Şimdi sen benim neyimsin
-Teyzenim
-Teyze anne yarısı demekse sen şimdi babaanne yarısı oldun desem, benim neyim olmuş oluyor bu durumda,
-??!!!###
Bu ne arkadaş söyle açıkça baba oluyorum diye niye işkence ediyorsun millete di mi ama, bu soruları 85 yaşındaki ananesine de sordu desem peki :)
En çabuk anlayan Sema annem ve 7 yaşındaki yeğenim Deniz oldu. Sema anneye daha babaanne kelimesini söyledik, hemen; ayyyy şaka yapmıyorsunuz değil mi çok sevindim dedi.
Belki dilimiz sürçtü. 2 senedir bu kelime için beklemiş anladık biz onu sonradan:)
Gece yarısına kadar telefonda konuştuk, mutlu mesut tadını çıkardık, Allah isteyen herkese nasip etsin inşallah. Bir de bizim minikliği de sağlıkla kucağıma almayı nasip etsin tabii :)
Amin.
Şu anda 3,5 aylık hamileyim, kıpırdamasını falan hissedemiyorum, o yüzden annelikle ilgili o duyguyu henüz tatmadım desem en doğrusu olacak.
Bana, ufacık bir canı korumakla ilgili yüce bir görev verilmiş gibi hissediyorum. Sağlıklı olsun, zarar görmesin, onu koruyayım. İlginç bir yolculuğa çıkmışım, her an duygu ve elbette ki vücut değişimleri yaşayacağım, elimden geldiğince sizinle de paylaşmaya çalışırım.
Maşallahlarınızı eksik etmeyin...
Sevgiler gönderiyorum...
Bugünün hatırlanacak kelimesi; Hamilelik
Merhabaaaaa :)
YanıtlaSilNe güzel bi haber bu, sizin adınıza çok sevindim. Bi de o kadar güzel anlatmışsınız ki çok duygulandım.
Valla size şimdiden kocaman bir MAŞALLAH :)
İnşallah bebişiniz vakti gelince sağlıkla doğar, yuvanız şenlenir, aileniz tamamlanır :) Amin.
Sizinki de ne tatlı bir yorum bu böyle, tüm güzel dilekleriniz için kocaman bir amin :)
SilBöyle güzel yorumlar okuyunca süper bir hamilelik geçireceğime eminim
Ne güzel kalp sesini de duymuşsunuz. Yavaş yavaş varlığını hissetmeye başlayacaksın tabi ki, hareketler başlayınca o kadar güzel oluyor ki:)
YanıtlaSilŞimdiden Maşallah diyorum size...
Hamileliğn tadını çıkar, çok güzel zamanlar bence...
Hareketleneceği için ben de çok heyecanlıyım, acaba nasıl olacak.Zaman da çok yavaş geçiyor hemen doğsa da sevsek keşke :)
SilGüzel dileklerin için çok teşekkür ederim, sevgiler
ilk hamilelikte hareketler nasıl bir şey bilmiyor ki insan adını koyabilsin her ne kadar tarifini öğrenseniz de yaşarken emin olamıyorsunuz..ilk başta ufacık pıt pıtlar oluyor bunun bebek hareketi olduğunu 17-18.haftada kondurabiliyosunuz ancak 7.ayda daha güçlü ve emin olacağınız hareketler oluyor sonra bebek büyüyüp yer kalmayınca hareketler tekrar azalıyor..yani zamanla yaşadıkça anlaşılabilecek bir şey..hayırlı olsun :) en geç iki hafta içinde cinsiyetini öğrenirsiniz
YanıtlaSilBu guzel bilgiler icin cok tesekkur ederim. Heyecanla bekliyorum her degisimi . Sizin de tecrubelerinizden faydalanarak daha rahat olacak gibi
YanıtlaSil