17 Aralık 2012 Pazartesi

TİRE KAPLAN


Bu hafta sonu yine düştük yollara. Önceden sadece geziyorduk şimdi Blog için gezmeğe başladık. 
Hele sevgilimi sormayın çok ciddiye alıyor bu işi. Tire ye gidene kadar şöyle de yaz, bunu da belirt, şunun resmini de çek diye bana asistanlık yaptı, resim çekebilmem için tabelaların önünde yavaşlıyor, o soğuk hava da orman da gezintiye çıkıyor (normalde soğuk havada bir tek beni tavlamak için yürümüştü o kadar yani)  o olmasa ne yapardım bilemiyorum   :)

Yemyeşil, oksijeni bol, çeşit çeşit otlarla dolu bir mönüsü olan bir mekan arıyorsanız Kaplan tam size göre bir yer. Rakım yüksek olduğu için (resmen dağ başındasınız) hava biraz serin, ilkbahar ya da sonbahar farketmiyor.

Kaplan ın en meşhur restoran ı Dağ Restoran, (Dağ restoran a gelmeden birkaç restoran daha var dikkat , bu en sonda sağda yer alıyor) gitmeden dikkat etmeniz gereken şey mutlaka rezervasyon yaptırmak (Tabii cam kenarında muhteşem manzarada oturmak istiyorsanız, yoksa arkalarda yer bulmak mümkün), dağın başı ne kadar kalabalık olabilir ki diye düşünürseniz çok yanılırsınız, özellikle hafta sonları full, kapının önü Mercedes, Bmw ...vs lüks arabalardan geçilmiyor. Pazartesi günleri de kapalı bunu göz önüne alın plan yaparken.

Rezervasyon numarası : 0(232) 512 6652  

Yol Tarifi

Aydın otobanında ilerlerken "Selçuk - Efes - Kuşadası" levhasından sağa dönüyoruz. Daha sonra önünüze çıkan Tire Levhalarını dikkatlice takip edin, levhalar ufak .



(Tire merkeze gelmeden daha önce yolun sağ tarafında Değirmen diye bir tabela var (dikkat etmek lazım gözden kaçıyor) eğer o tabeladan sağa saparsanız içinde ördeklerin yüzdüğü, girişinde değirmen bulunan bir başka güzel mekana ulaşırsınız . Değirmen gezisini okumak için tıklayın!

Neyse Kaplan a geri dönelim;
Tire nin merkezine girince (meydanın ortasında heykel var ) sağ kenarda öğretmen evi bulunuyor onun yanından dümdüz ilerliyoruz. İlerlemeden önce sağ köşede bulunan amcadan Nohut ekmeğimizi almayı da ihmal etmiyoruz tabii ki



Bir süre yol aldıktan sonra Selçuk tabelasından dönüyoruz, Kaplan yolunu takip ederek cennete ulaşıyoruz. (Tire girişinden itibaren 4 Km lik dağ yolu takip edilecek)



Not: Otobüsle gidecekseniz İzmir yeni garajdan 1 saat 45 dakikalık bir yolculukla Tire ye ulaşabilirsiniz.


NE YENİR, NERESİ GEZİLİR

Sobalar evlerden çıktığından beri keyfini unutmuşuz nasıl da güzelmişş, restoranın ortasında gümbür gümbür yanan sobanın yanındaki sandalyeye kurulup çayımı yudumluyorum


Muhteşem manzaralı masamıza oturduğumuzda soğuk mezeler önümüze sıra sıra geliyor, hangisini seçeceğin konusunda bayağı bocalayabilirsin, hepsinden getir kardeş diyeceksin ama daha arkası da var, sonra şevketi bostanlara, Tire kebabına falan nasıl yer kalacak, bu da mide yani öğütücü değil ki


Karışık ot tabağı, Yer elması, Enginar göbeği, arpacık soğan tabaklarından alıp gerisine veda ediyoruz. Uff nasılda güzeller, zaten oksijen çarpmış mide genleşmiş, ne atsan içine "kendine gel kilo alacaksın" öğüdünden vazgeçmiş, ben de zaten bugün kilo hesabı yapmayalım modundayım ...

Soğukları silip süpürdükten sonra, sıra sıcaklarda...
Isırgan otlu börek (ellerimizi ne çok kızartırdı bu ot, yufkanın içine girince bi uslanmış sanki),  Kuzu etli şevket-i bostan tam ağzınıza layık. (Bu şevket-i bostan ı şirincede de yemek lazım ,onlarda bu işin piri) Salatamızda süper, sadece nar ekşisi çok sulu geliyor,sirkeye benzettiğimiz için dökmemeyi daha uygun buluyoruz.


Restoran ın tavanı Kabak lambalarıyla dolu renk renk. Garsonlar da o kadar sıcakkanlı ki anlatamam, Tire köfteden paket de yaptırmak istiyoruz deyince, abi burada porsiyon usulü pahalı olur,sen en iyisi kooperatiften al diye akıl verecek kadar da dürüstler. (bu arada gözüme ilişti kasadaki görevli sürekli kitap okuyup durdu, kibar olmaları kültürlü olmalarından kaynaklanıyor sanırım)

Lavabosu dışarıda, sobanın yanından ayrılıp dışarıda üşümek zor gelse de musluklardan sıcak su aktığını görünce bi rahatlama geliyor insana. 3 tane şirin köpeği var, lavabodan çıkınca kapının önünde yatmış keyif yaparken görürseniz şaşırmayın diye söylüyorum :)

İhtiyaç molasından sonra kaldığımız yerden devam edebiliriz, İşte ana yemek; Tire kebabı ve karışık köfte (Bol soğanlı  - kaşarlı) . Köfte deyince annelerimizin yaptığı ufacık köfteleri değil, el kadar büyük devasa olanlarını düşünün. 



Tire köftemi yedikten sonra mide spazmı geçirmeme ramak kalmış, çocuklar gibi "tamam, yemicem, doyydum yeter" diye mızmızlanırken sevgilim çeyrek köfteyi de sokuşturuyor ağzıma. Ondan da tatmış oluyorum haliyle 

Bu arada karadut şerbeti içiyoruz, çok lezzetli, tam da bizim gibi kola..vs gibi asitli içeceklerden sıkılmış olanlar için .

O kadar gerilmiş ki karnımız sevgilimin ağzından " tatlı yiyecek yerim kalmadı" cümlesini ilk defa duyuyorum, düşünebiliyor musunuz; bir film izlerken 1 paket çikolata, meyve, kabak tatlısı, incir, ve bazende yarım kalıp kek yiyen sevgilim bu benim... Burada yemek, aile bütçenize de katkı sağlıyor yani.

Bütçe demişken bu kadar yemenin de bir bedeli var tabii ki ; iki kişi 65 TL  :)


(Bu kadar şirin durmasının sebebi, benim kol çantamı arkasına saklamak istemesinden kaynaklanıyor :)

Restorandan çıktığınızda hemen sağda ufacık bir dükkan gözünüze çarpıyor. İşte orası Rafet Amca nın yeri. Rafet Amca oranın yerlisi doğal ne kadar bitki varsa satıp, şifa dağıtıyor. Neler yok ki Isırgan suyu, Melisa, Sinirli ot, Gelincik şurubu, Kestane, Tarhana, Reçel...


Patikadan ormana doğru yürümeye başlıyoruz, malum bu yediklerimizi eritmeden arabaya sığmamız mümkün gözükmüyor. Hava soğuk ama manzara harika. Her noktadan bir yeşillik çıkıyor, sararmış yapraklar, altta akan suyun şırıltısı, ohhh sarılmışım sevgilime, öperken resim çekiliyoruz ama buraya koymam yasaklandı ! daha çekilir çekilmez :)







Artık dönüş vakti geldi, merkezdeki yuvarlaktan sonra ileride Total benzin istasyonunu (sevgilim üstüne basa basa sadece istasyon değil, Total diyor, reklamını yesinlerrr) görüyoruz tam karşısındaki sokaktan 50 metre içeri girince, solda süt kooperatifi var. Evinize de almak isterseniz Tire köfte ve tereyağı süper. 



Burada satılan köfte yüzde 70 pişmiş , tereyağında biraz döndürüp, ocaktan almaya yakın domates, biber ve baharatlarını da ekleyince alın size restorandaki Tire kebabı . Bu arada çaktırmadan bir tane daha yemek tarifi eklemiş oldum gözden kaçmasın lütfen:) 

Belli aralıklarla buraya gelmeyi çok seviyorum, ruhum dinleniyor, midem çalışıyor çünkü :) İlkbaharda da bir başka güzel, hem ilkbaharda giderseniz sarmaşık da yiyebilirsiniz, bu mevsimde olmuyormuş.

Kaplan ı kesinlikle tavsiye ederim, hafta sonu kaçamağı için çok keyifli bir destinasyon. Alışveriş merkezlerini gezmekten sıkılanlar için de birebir.

İlkbahardan da birkaç resim koymak lazım di mi





Şimdiden keyifli gezmeler...

Tagged: , ,

3 yorum:

  1. canım arkadaşım yine herşeyi çok güzel anlatmışsın kebaplar harikaydın tekrar teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Güzel olan herşeyi sizinle paylaşmayı seviyoruz

    YanıtlaSil
  3. Kaplana muhakkak gidilmeli diyorum mümkünse erken gidip doğanın ve doğallığın tadı çıkarılmalı...

    YanıtlaSil

Beğendin mi? Fikrini benimle de paylaş lütfen :)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bumerang - Yazarkafe
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...