Derya Restoran / Çakmaklı

      Canınız mı sıkkın, sakin bir yerde oturup düşünmek mi istiyorsunuz, ya da çok mu neşelisiniz arkadaşlarınızla kahkahalar eşliğinde takılmak...

Modunuz ne olursa olsun ufacık bir köyde sizi; manzarası ve lezzetiyle sizden alacak bir yer biliyorum. Önünde dalgakıran ve iskele, biraz ilerisinde plaj ve müthiş bir deniz manzarası...

Doğduğumdan beri Aliağa da oturmama ve Çakmaklı Köyü’ne bu kadar yakın olmama rağmen sevgilim beni götürmese bu güzelliği ıskalayacaktım.

Bir gün buluştuk, seni Çakmaklı da balık yemeğe götüreyim dediğinde itiraf edeyim hayal kırıklığı yarattı. Çakmaklı dediğin 2 adım yer, köy, hayalimdeki yemek değil diye düşündüm. Taaki oraya gidip manzarayı görene kadar. Şimdi en sıkı müşterisi benim sayesinde.

Hava aydınlıkken gidiyoruz, güneşi batırıyoruz, karanlığa kalıp ışıklı halini seyrediyoruz. Her anı muhteşem , bunun yanında meze çeşidi fazla ve taptazecik. Zaten önü iskele, balıkçıları seyrediyorsunuz, tuttukları balıkları getirip restorana veriyorlar, bundan tazesi gidip sizin tutmanız o kadar diyeyim ben.

Mezelere o kadar kaptırıyorum ki bazen, balığa yer kalmıyor. Favorilerim; kalamar (o kadar leziz ki ağızda dağılıveriyor,mmhhh), fava, çiçek dolması, peynir ve her çeşit otun bulunduğu salatası, tereyağlı karides, köz patlıcan.... vs sanırım hepsine bayılıyorum. Fiyatı da bu lezzetlere göre çok ucuz

Dün sevgili arkadaşım Veysel de bizimle geldi. Onun şerefine havai fişek bile attırdık. Şaka bir yana da çok güzel bir ana da tanıklık ettik diyelim. Yan masamızda oturan esas oğlan evlenme teklifi etti. Anlatayım da belki kibar Türk erkeklerine ilham kaynağı olur.

Tam güneş batıyor, ortam zaten romantik. Açıklardan bir tekne yanaşmakta, tüm ışıkları yanıyor ve kornaya basa basa geliyor. Pür dikkat, biz dahil herkesin gözü teknede, bir anda hava-i fişekler patlamaya başlıyor. Teknenin üzerindeki afişte süper bir evlilik teklifi (benim astigmatlı gözlerimle okuyamadığım ama sevgilim ve Veyso sayesinde beğendiğim)  “Küçük denizci çocuk diyor ki; son ana kadar elimden tutar mısın” sanırım böyleydi :)

Bu arada restoranda, esas oğlan yüzüğü uzatıyor, bir kucak dolusu gül ile beraber, fonda benimle evlenir misin şarkısı, ardından klarnetçi de geliyor, ooo süper . Meşaleler eşliğinde kız ve etrafındakiler göz yaşına boğuluyor.

Bu arada unutmadan profesyonel bir fotoğrafçı da sürekli her anı çekmekte. Bu çok mantıklı çünkü insan sonradan o anlar ölümsüzleşsin istiyor ama yanında çeken kimse olmayınca sadece hafızalarda kalıyor.

Böyle bir evlilik teklifine hayır diyecek kız daha anasının karnından doğmamıştır sanırım.

Küçük denizci çocuk bayağı emek harcamış, Allah geleceklerini o hava-i fişekler gibi parlak etsin inşallah. Amin.

Böyle güzel sürprizler için biçilmez kaftan burası. Sevgilimin yabancı misafireri, anneler , arkadaşlar her getirdiğimiz kişi bayılıyor. Siz de bu keyfi ıskalamayın derim ben.

Mutlu günler...