Fethiye'de konaklarken, odamızdan kahvaltıya 'ohh tatildeyim' gülüşüyle inmiştik, Restoranın açık havada olmasından dolayı mekanı arılar basmış ve o gülümseme yerini iğğğkkkk bunlar ne böyle, ay soktular, üfff kondular stresine bırakmıştı.
Minicik yaratıklar "peynir de benim, reçel de benim" diye diye üzerimize saldırmışlardı resmen.
O andan itibaren Fethiye'de nerede kahvaltı yapılır araştırmasına girip, bu güzelim mekanı bulduk. Baştan uyarayım bağımlılık yapabilir.
Aslında adından da anlaşılacağı üzere burası bir müze, hatta giriş ücreti istemeyen bir müze (alışık olduğumuz bir durum değil elbet).
Sahibi Enver Yalçın 15 yıl boyunca Anadolu insanın kullandığı yaklaşık 2,500 parça eşyayı tüm Akdeniz'i ve Fethiye'nin 71 köyünü dolaşarak toplamış, sahiplerinin isim ve resimleriyle beraber biriktirmiş. Her birinin hikayesini tek tek dinlemiş. İlk başlarda işlettiği restoranın bahçesinde sergilemiş.
Bir gün Ankara'daki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı müzesini gezmiş ve çok etkilenip, ben de yapabilirim demiş, Çok da iyi etmiş.
2 Katlı büyük bir binada hepimizin gezmesi için bir müze oluşturmuş. Teknoloji olmadan, insanların ne zorluklarla var olabildiklerini göstermeye çalışmış. Saygı duyulması gereken bir çalışma bence.
Nasıl gidebilirim derseniz;
Fethiye'den yaklaşık 13 km uzaklıkta Kargı Köyüne vardığınızda ufak levhaları takip edebilir yada herhangi birine sorabilirsiniz çünkü orada pek bir meşhur. Köyde ilerlerken burada ilgi çekici neresi olabilir ki diye endişelenebilirsiniz benim gibi. Sabırlı olun, kahvaltıyı görünce anlayacaksınız.
Kahvaltıdaki her ürün kendi imalatları, bahçeden sebzeleri, peynirleri, tavuklarının altından alınma yumurtaları, meyve suları..vs. Ben defalarca saymama rağmen tam rakamı tutturamadım fakat sanırım çeşit 25 in üzerindeydi. Bazlaması, katmeri, sınırsız çayı ve her şeyin doğal olmasından dolayı, lezzeti ile bambaşka bir yer burası.
Alttaki resimde gördüğünüz sevgilinin "Hadi aşkım artık resim çekmeyi bırak da, şu kahvaltıya balıklama atlayalım" bakışı. Ben sık sık görüyorum da o yüzden açıklama yapmak istedim.
"Yeterrrr yemek soğudu",
"Sen çekmeye devam et, ben başlıyorum",
"Tamam ver son kez çekeyim ama bak bu son" ,
"Yaaa bence fıstık gibi oldu, offf tamam tamam ver, bi daha çekeyim" :)
Siz kahvaltı yaparken arkadan sürekli gelen bir müzik sesi var, adını bilmediğim bir aleti çalan amcam; o ses içimize işledi resmen.
Duvarlarında bir çok ödül, birçok ünlü ziyaretçi var. Sitesine girip incelerseniz de birçok TV Programına çıkmış. Sınırları Kargı'yı çoktan aşmış anlayacağınız.
Sadece kahvaltı yada müze için değil, konaklamak da isterseniz burayı tercih edebilirsiniz. Köy evinde horoz sesleri ile uyanmak, mis gibi bir kahvaltıyla güne başlamak çok güzel olmaz mıydı.
Mutlu günler dilerim...
Misafirlerimize önemle arz olunur;Müessesemiz köy yerinde olup Yörük yaşamının canlandırıldığı yer olduğundan ayrıca kendimizde çiftçi olduğumuzdan horoz öttü, eşek anırdı, öküz böğürdü, kuzu meledi, kedi miyavladı, köpek havladı gibi şikayetleri kabul etmeyiz.
Enver Yalçın
http://www.yalcinapart.com/tr/apart/default.asp
Çantamı alıp çıkasım geldi :)) ne güzel bir yer ve ne kadar güzel anlatmışsın,harika...
YanıtlaSilÇok keyifli bir yer gerçekten. Bu arada güzel sözleriniz için de ayrıca teşekkür ederim
Sil:))) Sevgili ile dialoglar ve son cümle gerçekten gülümsetti.
YanıtlaSil:)) seni gulumsetebildigim icin cok mutlu oldum canim.
Sil